(uzaktan/denizaşırı) gelmek.
When did you first come over to England? (c) fikir veya taraf değiştirmek, (casus) karşı tarafa geçmek, katılmak, dehalet etmek.
He'll never come over to our way of thinking. (d) uğramak, ziyaret etmek.
come over and see us sometime. (e)
Brit. (hasta vb.) olmak, … lanmak.
I came over ill, so I had to lie down: Hastalandım ve yatmaya mecbur oldum. (f) (bkz:
come across ) (b), (g) (ânî bir sıkıntı, şiddetli bir duygu vb.) üzerine çökmek.
A feeling of faintness/strange feelings came over me. (h)
come it over someone: hükmetmeye kalkışmak.
Don't try to come it over me: Bana hükmetmeye kalkışma!